Ekim ayını bitirirken bu ay yapay zeka dünyasındaki en önemli gelişmeleri sizler için topladık.
Ekim ayının Yapay Zeka alanındaki global gelişmelerini ve dikkat çeken yeniliklerini paylaşmak istiyoruz. Ayın başlarında, ChatGPT'yi geliştiren OpenAI şirketinde çalışan ünlü bilim insanı Andrej Karpathy, "şu an en çok bilinmesi gereken programlama dili İngilizcedir." şeklinde bir açıklamada bulundu. Karpathy'nin vurgulamak istediği, önümüzdeki yıllarda programlama dillerinin yerini doğal dillerin, özellikle de global bir dil olan İngilizce'nin alacağı yönünde. Çünkü gelişen yapay zeka araçları, makine ile insan arasında bir soyut katman daha eklememize ve programlama dillerinin üzerinde istediğimiz dilde konuşarak yazılım geliştirmemize olanak tanıyor. Bu teknolojik gelişme 2-3 yıl önce öngörülemiyordu çünkü ChatGPT gibi Büyük Dil Modelleri'nin şaşırtıcı şekilde iyi kod yazabildiği ortaya çıktı. Bu sözler üzerine, Yapay Zeka alanında çalışan ve birçok kişi için ilk öğretmen olan Andrew Ng (Coursera'nın kurucu ortağı) bu söylemlerin kimsenin programlama dillerini öğrenmekten kaçınmasına veya motivasyonunu düşürmesine neden olmaması gerektiğini belirtti. Gelecekte başarılı olacak bireylerin birden fazla dili bilmesi gerektiğini ve bunlardan birinin bir programlama dili olacağını vurguladı. Burada kendisine katılıyoruz çünkü Büyük Zeka Modelleri de bir yere kadar yardımcı olabilir, sonrası ise bu araçları kullanacak kişiye bağlıdır.
Ekim ayının başında, ChatGPT ürününe sahip olan OpenAI, ChatGPT Plus kullanıcılarına yeni ChatGPT-V'yi erişime açmaya başladı. ChatGPT-V'deki 'V' harfi, sanılanın aksine GPT-4’ten sonra gelen roma rakamıyla yazılmış 5 değil, Vision (Görüş) anlamına gelmektedir. Bu yeni ek özellik sayesinde artık ChatGPT'ye bir resim göndererek, kullanıcılar yazıyla anlatamadıkları konuları da paylaşabilecekler. Henüz emekleme döneminde olan bu özelliğin gün geçtikçe değerinin anlaşılacağını düşünüyoruz. ChatGPT-V'yi deneyen kullanıcılar ise; X’de (eski adıyla Twitter) örnek kullanımlarını paylaşmaya başladılar bile. Bir kullanıcı “evimdeki spor aletlerinin fotoğrafını çektim ve ChatGPT-V’den bana haftalık bu aletlerle yapabileceğim bir spor programı hazırlamasını istedim, sonuç bugüne kadar gördüğüm en iyi spor programydıı.” diye paylaştı.
Başka bir kullanıcı bir park yeri paylaşıp “Sence buraya park edebilir miyim?” diye ChatGPT-V'ye soru sordu. Fotoğrafı analiz eden Yapay Zeka, tabelaları dahi okuyup “Buraya sadece saat 16.00'dan sonra 1 saatliğine park edebilirsiniz” yazdı.
Fakat bu güzel örnekler kadar bir o kadar da, hatta daha fazla örnekte yapay zeka birçok soruya yanlış cevap verdi. Umuyoruz ki 6 ay içinde yeni bir versiyon çıktığında bu özellikler çok daha doğru sonuçlar verecek.
Biz SMSBOTU'nda müşterilerimizle sadece SMS üzerinden iletişim kuruyoruz, yani modelimiz sadece yazıları okuyor. Buna rağmen hafızasından bir sürü resmi betimleyebiliyor. Eğer fotoğrafları görebilse yapabileceklerini siz düşünün! 🙂
Bu ayın başlarında, Amerika'daki film ve televizyon sektöründe önemli bir gelişme yaşandı. Senaryo yazarları ve film stüdyoları, televizyon ve filmler için senaryo üretiminde yapay zekanın kullanımını kısıtlamaya yönelik tarihi bir anlaşmaya vardılar.
Amerika Yazarlar Sendikası (WGA), Mayıs ayında başlayan bir grevin ardından Film ve Televizyon Üreticileri İttifakı (AMPTP) ile üç yıllık yeni bir sözleşme imzaladı. Bu anlaşma, yazarların ve stüdyoların belirli sınırlamalar dahilinde yapay zeka kullanmalarına izin veriyor. WGA üyeleri, stüdyoların yapay zekayı, yazarların yerine kullanma endişesiyle greve gitmişti. Yeni sözleşme, yazarların bu konudaki taleplerini büyük ölçüde kabul ediyor. Stüdyo tarafından işe alınan yazarlar, stüdyonun onayıyla yapay zeka araçlarını yazma yardımcısı olarak kullanabiliyorlar. Metin üreticilerini kullanmaları zorunlu değil, ancak bu tür araçları kullanırken stüdyo yönergelerine uymaları gerekir.
“Eğer stüdyo, bir yazarın bir modelin çıktısını rafine etmesini isterse, yazarın ücretini veya kredisini azaltamaz ve yapay zekanın bu çıktıyı oluşturduğunu belirtmelidir. Stüdyolar, hikaye fikirleri veya taslaklar üretmek için büyük dil modellerini kullanamaz ve eğer yazarlar bu taslağı nihai bir senaryoya dönüştürürse, stüdyo üretilen işin haklarını elinde tutamaz. Stüdyolar, bir yazarın çalışmasını makine öğrenme modellerini eğitmek için kullanabilir.” Bu madde, özellikle Amazon ve Netflix gibi teknoloji devlerinin mevcut senaryolar üzerinde senaryo yazma modelleri eğittiği endişesiyle eklenmiştir.
Oyuncuların grevi devam ediyor: Temmuz ayında, Ekran Oyuncuları Sendikası (SAG-AFTRA) benzer endişelerle greve başladı. Birçok aktör, stüdyoların oyuncuların oluşturduğu çoğaltmaları kullanarak onların ücret ve kredilerini keseceğinden endişe ediyor.
Uretken yapay zeka, birçok sektörü ve bireyi daha verimli hale getiriyor. Yeni sözleşme, yazarları üç yıl boyunca korurken, film ve televizyonda yapay zeka ile denemeler yapma alanı bırakıyor. Bu anlaşmanın, daha az çaba ile daha fazla harika film yaratma odaklı bir sonraki anlaşmayı takip etmesini umuyoruz. Bu takip; yazarlar, stüdyolar ve teknolojistler arasında daha büyük bir payı adil bir şekilde bölmek için nasıl bir yol izleneceğini belirtebilir.
Büyük Dil Modelleri'nin daha fazla veriyle eğitildiğinde nasıl daha akıllı hale geldiğini gördükten sonra, bilim insanları bu büyük ilerlemenin aynısını robotik alanında da gerçekleştirmeyi hedefliyor. Ancak yazı verisi (text) ile Robotik verisi arasında maalesef ki büyük bir fark bulunuyor. Yazı verilerinin içeriği ister kodlama olsun, ister bir şiir veya satranç hamleleri olsun, hepsinin ortak noktası, alfabe kullanarak bilgiyi kaybetmeden aktarabilmemiz ve hepsini aynı formatta yazabilmemizdir. Tüm yazıların başı ve sonu bulunur, türkçe ve diğer birçok dilde bu soldan sağa yönündedir. Fakat aynı veri yapısı robotlar için geçerli değildir. Binbir çeşit robotun binbir çeşit yapıdaki sensörleri, dünyayı tamamen farklı görmelerini sağlıyor ve tüm robotları evrensel bir yapıda toplamak karmaşık bir problemi doğuruyor. Bu yüzden robotlar, belirli verilen spesifik bir işte çok iyi olabilirken, genel uygulamalar için aynı başarıyı gösteremiyorlar ve öğrendikleri hareketler arasında bilgi bağlantıları kuramıyorlar.
İngiltere merkezli DeepMind'da çalışan bilim insanları da bu sorunu çözmek için araştırmalarını sürdürüyor. Birbirinden farklı 22 robotun verilerini kullanarak eğittikleri yapay zeka modellerinin başarılı olduğunu gören bilim insanları, robotlar için aynı yazı tabanlı modeller gibi ortak evrensel bir modelin var olabileceğini ortaya koydular. Bu eğittikleri modele RT-X adını veren bilim insanları, aynı modeli farklı robotlar için kullanabildiler. Bu, genel amaçlı robotların, yani Star Wars'ta gördüğümüz R2D2 gibi robotların gelecekte var olabilmesi için büyük önem taşıyor. Eğittikleri bu modeller, daha önce eğitilmedikleri görevleri bile yerine getirmeye başardılar; bu da onların başarılı olduğu görevleri öğrendiklerini ve bilgilerini aktarabildiklerini gösteriyor. Bu gelişmeleri yakından takip ediyor, bir sonraki modelin çok daha geniş kapsamlı olacağını umuyoruz.
Photoshop çıktığında sanal dünyada birçok şey değişmişti. Şimdi ise fotoğrafları düzenlemek, Google'ın yeni çıkardığı Pixel 8 ve Pixel 8 Pro akıllı telefonlarıyla çok daha kolay hale gelecek. Bilgisayarla Görme (Computer Vision) ve Ses teknolojilerinde yapılan yapay zeka araştırmaları, kullanıcı ürünlerinde meyvelerini vermeye başlayacak. Bunun hem iyi hem de kötü tarafları var. "Kötü" özelliklerinden biri olarak; bundan sonra hiçbir fotoğrafın gerçekliğinden kesinlikle emin olamayacağız. Fotoğraf çekerken size fotoğrafı düzenleme imkanı sunan Google'ın yapay zeka yazılımlarıyla, fotoğraflarınızla profesyonel bir Photoshop kullanıcısı gibi oynayabileceksiniz, hem de tek bir parmak hareketinizle. Fotoğrafınızın arkasındaki insanları mı silmek istiyorsunuz? Hızlıca silebilirsiniz. Arkadaşınız çekerken sizi kadrajın ortasına almamış mı? Kendinizin pozisyonunu istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Maalesef bu teknoloji, zaten bilgi kirliliği çağında yaşadığımızı düşündüğümüzde, kötü niyetli kişilerin elinde birçok manipülasyon örneği görmemize sebep olacak. İyi tarafından bakıldığında, bu yapay zeka yazılımları sayesinde herkesin aynı gerçeklik dışı fotoğraf çekme yeteneklerine sahip olduğunu görebileceğiz.
Amsterdam Üniversitesi Tıp Merkezleri ile Princess Máxima Pediatrik Onkoloji Merkezi'nde görev yapan araştırmacılar, beyin cerrahlarının beyin ameliyatlarında tümörleri alırken nereleri kesmeleri gerektiği konusunda yardımcı olan bir yapay zeka sistemi geliştirdiler. Sistem, işlemi gerçekleştiren cerrahlara anlık geri bildirim sağlayarak onları yönlendirdi ve ameliyatın başarı şansını artırdı. Günümüzde, beyin operasyonlarında cerrahlar, aldıkları tümörün tipini ameliyat sırasında keşfetmek durumundalar. Aldıkları parçanın ne olduğunu anlayabilmek için ya mikroskop altında incelemek ya da DNA işleme merkezlerine gönderip sonucu 2-3 hafta beklemek zorundalar; bu da genellikle ikinci bir ameliyatı gerektirir. Geliştirilen bu yapay zeka sayesinde, cerrahlar 2-3 hafta beklemek zorunda kalmadan DNA verisini 90 dakika içinde işleyip, tümör tipini anlayabilecekler. Bu kısa süre, onlara ikinci bir ameliyat yapmadan operasyonu tamamlama şansı sunacak.
Etruscan, günümüzde anadil olarak konuşulmayan ve yok olmuş antik bir Avrupa dilidir. Toplamda yaklaşık 12.000 civarında bilinen yazıtı bulunmakta ve bunların çoğu hala çevrilmemiştir. Yapay zeka teknolojisinin yardımıyla, Etruscan'dan İngilizce'ye çevrilen 2981 örnek sayesinde, araştırmacılar Etruscan dilinde yazılmış eserleri incelemeye başlayabilecekler. Bu gelişme, antik diller ve kültürler hakkındaki bilgi birikimimize katkı sağlayarak, tarihi ve lingüistik araştırmalar için yeni kapılar açabilir.
SMSBOTU bizler için hem ürün olarak hem de hızla gelişmekte olan yapay zeka teknolojilerini tanıtmak için inanılmaz bir potansiyel taşıyor. Bu yüzden elimizden geldiğince insanları bilgilendirmek topluma katkı sağlamak ve bizlerin geliştirdiği gibi yeni teknolojilerin gelişmesini desteklemek istiyoruz.
Yazar: Ege Hoşgüngör (SMSBOTU Kurucusu)